29 Mayıs 2010 Cumartesi

YARDIMA İHTİYACIN VAR MI RAŞİT BEY?"

Sabah eşimle birlikte denize indik biraz sonra alt komşumuz Oya hanım, eşi Ahmet bey ve torunları Emre de geldiler../Ahmet bey dünyanın en kibar ve nazik insanı. Emekli bir diş cerrahı, her gün mutlaka "Raşit beyciğim,bir şeye ihtiyacınız var mı?, varsa Allah aşkına söyleyin, n'olur. Sizlere güzellikler ve kolaylıklar diliyorum". der mutlaka./ Biz 12.00 de eve dönüp yemek yedik 13.00 haberlerini dinledim ve daha sona istirahate çekildim. "Yarına ne çizebilirim acaba?" diye düşünürken uyuyup kalmışım. Bir ara komşularımızın sesleriyle uyandım. Emre'nin arkadaşı Derin ve baba annesi gelmişler oynamak için." Oya hanım: "Biz bir saat yatıp dinlenelim, daha sonra oynasınlar, olur mu?" dedi .Saat 15.30 da konu bulamamanın etkisiyle biraz bahçede çapa kazmak geldi aklıma. Ön bahçe güneşliydi, arka bahçeye indim. Hem konu düşünüyor, hem de " Vur çapayıı çapayııııı" diye diye mırıldanarak rasgele kazıp pazularımı çalıştırıyordum.. " Kolay gelsin Raşit bey diye bir ses duydum. Ahmet bey uykulu gözlerini oğuşturarak devam etti. " Bir yardıma ihtiyacınız var mı Raşit bey? Vallahi samimi söylüyorum, Allah aşkına geleyim mi yardıma? diyor ama çok kısık bir sesle konuşuyor ve ekliyor." Emre uyuyor da onun için alçak sesle konuşuyorum." Ah Ahmet bey yine beni can evimden ,hem de taaa derinlerden vurdun...Ben de kendimi kibar zannederdim. Kalın ve tok bir sesle " Kes şu gürültüyü be arkadaş ." desen hakkındı. ." Yok yok zaten burada işim bitmişti, ben ön bahçeye geçiyorum. dedim. Dayanamayıp bu yazıyı yazarken Derin ile baba annesi yine gelip seslendiler. Emre ile oynasınlar diye.
Raşit Yakalı

Hiç yorum yok: