31 Mayıs 2008 Cumartesi

Sebahattin Demiray evleniyor...

Çarşaf Karikatür O kulumuzun kıdemlilerinden arkadaşımız Akşam Gazetesi karikatüristi Sebahattin Demiray evleniyor. Ben o tarihte Bodrum 'da olacağımdan nikahta bulunamayacağım. Dönem arkadaşlarına duyurulur. Yeni evlilere ömür boyu mutluluklar diliyorum. Raşit Yakalı

Simit partisi pideye dönüşmüş.

Dernek Genel Sekreterimiz Aziz Yavuzdoğan yeğeni Günce'yi derneğe getirmiş;" Raşit abi sana yeni bir öğrenci getirdim, eli çok yatkın, biraz çalışır mısınız ?." dedi. " Simit partisinde sonra olur." dedim
Aman ne simit partisi oldu. Bol sohbetli bir beraberlik oldu bu hafta.Yeni bir arkadaş karikatür dosyası ile gelmiş. karikatürlerini baktık, değerlendirdik.
Dönüşte köprüyü yürüdüm. Tünelle Beyoğluna çıktım oradan taksime yürüyüp metroya ulaştım. İnsan bu güzelikleri özlemez mi?.

30 Mayıs 2008 Cuma

" YOLCULUK VAR..."


YOLCULUK VAR.
İşleri toparladım, okullar bitiyor. Pazar sabahı 07 feribotuyla ver elini Bandırma.İki gün İzmir’de kardeşimde kalacağız. Sonra altı aydır orada kalan annemi alıp Tire’ye geçeceğiz. Annemin evinde bir hafta kalacağız. Annem komşularıyla hasret giderecek. Kapının önüne oturup gelip geçene laf atacak, elini öptürecek. Sora ayın 10 unda ben yine İstanbul’a jüri toplantısı için gelip döneğim. Sonra da uzun bir süreliğine Bodrum’a gideceğiz ben annem ve eşim. İki hafta sonra da okullar kapanınca torunum yanımıza gelecek.
Bu gün “Allahaısmarladık” demek için önce Karikatür müzemize ve T. Gazeteciler Cemiyetine uğradım. Daha sonra Derneğe uğradım çünkü oradaki görevli arkadaşımız Melek yarın üniversiteyi dışardan bitirme imtihanlarına giriyor, amacım ona başarılar dilemekti. Baktım yukarıdan sesler geliyor. Yukarı çıktığımda başkanımız Metin Peker’i kitap paketlerini depodan yönetim odasına taşırken gördüm. Yardım etmek istedim,” Abi sen bırak, kalbine yeni stent takıldı, ben hallederim.” Dedi ama ben stent’liyim de kendisi açık kalp ameliyatlı…İki saat düzenleme yaptı, temizlik yaptı, ben de biraz yardım edebildim.
.Bir hanımefendi geldi. “Ben bir karikatürist’le konuşmak istiyorum,”dedi. “ Buyurun Metin Peker, Dernek başkanımız depoda.” Metin elindeki koliyi bıraktı,; “ Nasıl yardımcı olabilirim?” “Bir karikatür çizdirmek istiyorum, bir hanım küfe taşıyor, küfenin içinde evraklar olacak.” “ Ne zaman a istiyorsunuz? Hemen şimdi çiziktiriverin işte..” Metin bana baktı. Kaşımı kaldırdım, cesaret edemedim. Biliyorsunuz elim titriyor. Bir de yaklaşım hoşuma gitmedi. Bu kadar basit mi bu iş. Boyacı küpü mü…” Yarına isterseniz ben evde yapar size internetle yollarım. Dedim olmaz dedi. Yarın derneğe Aziz ve başka arkadaşlar da gelecekmiş.”Hanım efendi yarın ikide gelin bu çizimi yapacak arkadaşlar o saatte burada olacaklar.” Dedi.” Tamam “ dedi hanım efendi, gitti. Ben yarın yine dernekte olacağım. Belki çizer götürürüm istediğini. Yoksa bu iş Aziz Yavuzdoğan’a kalacak.
Daha sonra iki bey geldi. Birini gözüm ısırdı. Gülümsedim ona. Yanılmamışım İzmit’ ten Karikatürist Ertan Sertöz. Sizde benim gibi isminden tanıdınız. Hep derim ya biz büyük bir aileyiz. Ertan'ı yıllardır çizgilerinden tanırım. O doğuştan dilsiz, duyamıyor ve konuşamıyormuş. Bilmiyordum. Beyazıt’a bu gün özürlüler festivali varmış ve Ertan bu festivalde bir karikatür sergisi açmış. Yazışarak anlaşıyoruz. “Yarın sergini gezerim, bilseydim bu gün gelirdim,” dedim. “ Yok, sergi bir günlüktü”. Dediler. Sergi sonrası bir davet varmış onlar katılmamışlar ve ayakları onları derneğimize getirmiş. Metin hepimize çay yaptı, uzun uzun yazışarak konuştuk. Avusturya’da internet oylamalı bir yarışmaya katılmış ve en önde gidiyormuş Ertan. Arama moruna Ertan Sertöz yazınca çıkıyormuş. Bir resim çekilelim siteme koymak için dedim. Hemen kabul etti. “ Altına ne yazayım, bir mesajın var mı arkadaşlarımıza" dedim.. “ Hepinizi çok seviyorum, gözlerinizden öpüyorum, selamlar.Yaz “dedi. Arkadaşı da ebru sanatçısı ve özürlüler derneği ikinci başkanıymış.
Saat altı oldu. Bu arada metin birilerine mektuplar, koli paketler de gönderdi. Sonra bana “Raşit abi Taksim’de biriyle randevum var, birlikte çıkalım ve birer kadeh kırmızı şarap içelim seninle o saate kadar laflarız biraz.” Dedi. Biraz sonra Çiçek pasajında “SEV-İÇ” lokantasındaydık. Kırmızı şaraplar ve sigara böreklerimiz geldi. “Raşit abi vaktimiz çok az, şöyle biraz zamanımız olsaydı Tonguç abi’yi çağırırdım hemen. Ben yıllardır buraya gelirim onsuz hiç oturmadım bu masaya”. Efkarlandış şu köşede Ferruh ağabeyle, bu köşede Ali Ulvi ağabeyle, Şu yanda Balcıoğlu ağabeyle. Yalanım varsa.Bir defasında şu masada Eflatun abi, Tonguç, ben, uzun sure oturduk. Tonguç ayrılmadan önce: SEVİÇ lokantasında iki sevgili dostumla SEVİNÇ içindeyim, SEVİÇ lokantasında SEVİNÇ içinde içiyoruz. Dedi. Ben de Tonguç’suz SEVİÇ lokantasını düşünemiyorum. Dedi. Sonra da bana bu yıl ki Nasrettin Hoca yarışmasına Çin’den Brezilya’dan Küba’dan ve diğer yerlerden gelecek ünlü jüri üyelerinden ve kendisinin derneğimize olan aşkından bahsetti. O asıl bugün Yoğun bakımda yatan arkadaşımız İsmail Gülgeç için İstanbul’a gelmiş. Bütün bu yazdıklarım olup biterken Metin neredeyse üyelerimizin yarısına yakınıyla telefon görüşmeleri yaptı. Bazılarına Gülgeç’in durumunu aktardı, iki kere de İsmail kardeşimizin hanımıyla görüştü. .Belki de konuştuklarından biri de sizdiniz.. Sonra Taksim’e yürüyerek kalabalıkta kaybolduk. Ayrıldık ama onun derneğimizi ilgilendiren bir randevusu vardı Taksim’de. Kırmızı şarabın rengi içimizde kaldı.. O renk kaybolmadan bunları sizinle paylaşmak istedim. Benimde aklıma geliverdi bu masada ben ve eşim yıllar önce derneğimizden kazandığı ödülünü almaya gelen Ukrayna'lı çizer Bibişhev'i ağırlamıştık ve fazla masraf olmasın diye yönetimdeki öteki arkadaşlar katılmamışlardı.. Bunu Metin'e hatırlattığımda; "Abi biz artık beş gün içinde ödülleri hemen yolluyoruz. Bak bir çok yarışma artık bu gün yapılamıyor, bizim yarışma en saygın iki yarışmadan biri. "dedi. Saygılarımla.
Raşit Yakalı

29 Mayıs 2008 Perşembe

"Gönüllerde ölmeyenler" vefa plaketleri verildi.

Kartal Ahmet Şimşek Eğitim Kurumlarında bu yıl 8. verilelen " Gönülerde ölmeyenler" plaketleri dün yapılan bir törenle verildi. Geçenlerde kaybettiğimiz üyemiz ve ilk kadın çizerlerimizden olan Semiramis Aydınlık' ın plaketini kardeşi Tomris Alpay aldı. Duygusal bir konuşma yapan Tomris Alpay Ablasının sanat yönünü anlattı. Raşit Yakalı'da bir konuşma yaparak Semiramis hocamızın arşivini Karikatür ve Mizah müzemiz adına kendisinden istedi. Tomris hanım arşivin büyük bir bölümü Almanya' da, ben bir ay içinde Almanya'ya gideceğim. Bu oldukça masraflı olacak herhalde, onların taşınması zor olacak ben bu konu ile sizlerle yakında temasa geçeceğim, dedi. Anekdot olarak ta bana ilginç bir anı anlattı, onu bu bölümün sonunda aktaracağım.
Yine yakın bir zaman önce kaybettiğimiz arkadaşımız Orhan Alev' in ödülünü ise eşi Serpil Alev hanım aldı. Serpil Alev de eşinin karikatüre ve mizaha verdiği önemi vurguladı. "Onu en verimli çağında kaybetmek bizleri büyük bir acıya boğdu."Dedi
Bir plaket te geçen yıl kaybettiğimiz Barış Akarsu ailesine verildi. Plaketi annesi Hatice Akarsu ile babası Selahattin Akarsu aldılar. "29 Haziranda Bodrum Torba kavşağında bir trafik kampanyası başlatacağız, sizleri oraya bekliyoruz," Dediler. Onların plaketini Barış'ın set arkadaşı Bülent Kayabaş sundu. Kayabaş ; "Acılarım boğazımda düğümleniyor, fazla konuşamayacağım." dedi .
Bir plaket te yine karikatürist arkadaşımız Savaş Dinçel ailesine verildi. Plaketi eşi Sumru Dinçel aldı.
Kartal Ahmet Şimşek Eğitim kurumlarımızın kurucusu Ahmet Şimşek' te günün önemini vurgulayan çok veçiz bir konuşma yaptı. Ev sahipliğini de Sevgili eşi Yasemin Kumral hanımın yaptığı törende Okul Genel Müdürü Orhan Yorgancı da tüm orğanizasyonu üslenmişti.
İlk basın yıllarımdan arkadaşım olan sevgili Şakir Süter'in de plaketini oğlu Barış Süter aldı. Süter gazeteciliğe bizim Dünya Gazesi'ndeki servisimizde başladı. Bir tek hayali vardı o yıllar. "İslam Çupi gibi bir yazar olmak istiyorum" derdi hep. Oldu da. Onu tanıdığımda tam oğlu Barış kadardı.
Ünlü spor adamı Gündüz Tekin Onay' ın plaketini ise sevgili eşi aldı./Şapkalı hanımefendi./
Plaket alanlar ve verenler toplu olarak bir hatıra fotoğrafı çektirdiler. Törene Kartal Belediye Başkanı olmak üzere eğitim camiasından bir çok yetkili katıldı.
Dip not:
Törende Semiramis Aydınlık arkadaşımızın kardeşi Tomris hanımla aynı masada sohbet etme imkanım oldu."...... yıl 1955 kadıköyde yürüyorum, bir kaldırımda mizah dergileri gördüm. Tef mizah dergileri. Kapaklarını Bedri çizmiş harika kapaklar. Hepsini alıp eve götürdüm. Kardeşim Semiramis onları görünce çok etkilendi. Ben o zaman13 yaşındaydım ve sen Benuva lisesine gidiyordum. İşte o zaman ben değil de Semramis karikatürist olmaya karar verdi. Yani benim payım büyük bu işte. "Bu anı araştırmacı arkadaşlarımızın işine yarayacaktır sanırım.
Bir anım da Barış Akarsu ile; İzninizle anlatayım.
Geçen yaz Bodrum dayken bir telefon aldım. Bir dizi için benim hakim rolünü oynamam isteniyordu." Nasıl geleyim, uzaktayım." dedim Beni uçak ile getirdiler. Birinci bölüm çekiliyordu ve Barış'ın mahkemesini yöneten Hulusi Kentmen i oynuyordum. Barış ta Tarık Akan'ı oynuyor. Beni o gün Bülent Kayabaş ve Barış çok beğenmişlerdi. Bir ara Görüntü yönetmeninden azar işittim. Set arasında Barış yanıma gelerek. " Üzülme amca, siz çok iyi bir oyuncusunuz, tiyatro asıllı mısınız?" demişti. Hepsi nur içinde yatsınlar..Aynı gün; Gazanfer Bilge, Değer Eraybar, Ufuk Güldemir,Cem Gürdap, Vitali Hakko, Abbas Sakarya, Yakup Satar, Perihan Altındağ Sözeri, Merve Tezioğlu ailerine de toplam 15 adet plaket verildi. Plaket alan ve verenlerin listesi altaki haberde idi. Saygılarımla. Raşit Yakalı

24 Mayıs 2008 Cumartesi

28 Mayıs'ta okulumda tören var. Davetlisiniz.




Doğum günü partili karikatür dersi.

Kartal Ahmet Şimşek Ana Okulunda bu hafta eski derslerimizin tekrarını yaparak derse başladık. Artık sene sonu yaklaştı. Bildiklerimizi tekrarlama zamanı. " Ver onu önce ben incelemeliyim." diyor arkadaşına.

Herkesin keyfi yerinde. Aralarında şakalaşıp meketleri konuşturuyorlar.
"Bak bu fasulyeye benziyor. Vücut çizerken bundan yararlanabiliriz." diyor arkadaşına.
" Haydi çabuk bak, sıra bende."" Peki tamam."
Burcu öğretmen soruyor."Doğa pasta hazır mı? Biliyorsun bu gün senin doğum günün." Evet hazır öğretmenin, annem öğleden sonra herşeyi getirecek."
Bu gün sınıfın kraliçesi Doğa. Ona ilgi yoğun. Sıra ile hepsi doğum günlerini burada birlikte kutluyorlar. Bu bir gelenek.
Oya öğretmenle bu sınıfta 7 senedir birlikte çalışıyoruz. O da bir bebek büyütüyor.Hediyesiz, /Çukulata/ sürprizsiz beni sıfa almaz, çocuklarla bir olup.
Bu fotoğrafı bir minik öğrenci çekti. "Hep siz çekiyorsunuz öğretmenim." dedi.
Şeniz öğretmen. 4-5 yaş grubu öğretmeni. O da 7 yıldır mesai arkadaşım bu okulda. Onun da yeni bebeği oldu. Çocukları çok seviyor.
iki sınıfın öğretmenleriyle bir arada. Burada branş öğretmenleri dahil çok sayıda öğretmen var. Hepsi birlikte büyük bir uyum içinde çalışıyorlar. Pardon çalışıyoruz. Karikatür öğretmenini unutuyordum neredeyse. Oysa bu okulda 7 yıldır ben karikatür öğretmeniyim. Bana bu güzellikleri yaşattıkları için, hayallerimi üstelik aylık vererek yaşattıkları için, okul yönetimine teşekkür borçluyum.
Oysa ben 3-6 yaş arasındaki çocuklarla karikatür çalışması yapılabilir mi? konusunda kendim böyle araştırma yapmak için fırsat kolluyordum. Herşey gönlümce oldu. Ve bu 7 yıl içinde elde ettiğim tüm sonuçları sizlerle devamlı paylaşmış olduk. Bir sonuç çıktıysa bunu sizlerle birlikte paylaştım, Bence çok olumlu sonuçlar elde ettik. Siz ne dersiniz.?
AAAaaa Emine öğretmeni unutuyordum az kalsın. O bugün hep telefon başındaydı. Öğrenci velileriyle devamlı kontak halindeydi. Okul aile ilişkileri çok önemli. Anneler çok meraklı. Oysa minikler emin ellerde. Onlar, bizler, çok mutluyuz.
Dersimizin ikinci bölümünde Çok güzel bir Bulgar çizgi filmi vardı. Burhanettin Ardagil arkadaşımız Bulgaristan'dan getirip bana hediye etmişti bu ödüllü filmi. Yerlere yayılıp birlikte izledik." Üç Ahbap çavuş" filmini..
Daha sonra evde hazırladığım "Gülücük" karton madalyaları boyunlarına taktım. Hiç çıkarmadılar.
Partide bile. Öğleden sonra Doğa' nın doğum günü partisi vardı. Annesi ve babası herşeyi büyük salonda hazırlamışlar. Doğa peri olmuş. Eğlendik, dans ettik. pastalarımızı yedik. Anneannesi ve aile dostları birlikte gelmişler. Oya öğretmen ve Doğa ve annesi pastayı kesiyorlar.
Doğa'nın dayısı da karikatüristmiş. Onun için annesi benimle çok tanışmak istemiş. Belki de doğa da ya da bir arkadaşı karikatürist olur. Bilinmez.. Ama hepsi karikatürün ne olduğunu, karikatüre nasıl bakıldığını, en azından " KARİKATÜR" demeyi biliyorlar. Ne mutlu bana.Pastaya, yada zeytin yağlı anneanne dolmalarına buyurmaz mısınız?.Bu arada herhafta onlar benim torunlarım diye devamlı çukulata sponsorluğu yapan eşim Emriye de her türlü desteği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. devamlı ulaşım dahil, hep yanımdaydı.
Raşit Yakalı

23 Mayıs 2008 Cuma

Başsaglığı

Eskişehirli karikatürist arkadaşımız İsmail Turan'ı yitirdik…

Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve dostlarına ve camiamıza
başsağlığı diliyorum...
Raşit Yakalı

22 Mayıs 2008 Perşembe

Gabrovo' daki dostumuz bayan Siika Pençheva'dan haber var

Gabrovo kenti bir dere kenarında 13 km uzunluğunda içe doğru birer sokak evlerle inci gibi dizili bir kent. Düzlük çok az ve kıymetli. Gabrovo' lular da dünyanın en cimri insanları. Şehri kuran kişinin bir heykelini dikmek istemişler ama bula bula ancak yer olarak dere yatağınını bulabilmişler.
Kışın kediler eve girip çıkarken enerji kaybı olmasın , çabuk kapı kapansın diye kedilerin kuyruklarını kesen bir kent. Cimrilik üzerine fıkraları ve kitapları var.
ayrıca çok güzel, insanlarıda sımsıcak.
Bulgaristan'ın Gabrovo kentinde yaşayan karikatürcü dostu bayan Siika 17 Mayıs karnavalından bir hayli resim yollamış. Birkaçını sizlerle paylaşıyorum. Biliyorsunuz Gabrovo'da Dünyanın en büyük ve ilk karikatür müzelerinden biri var. Türkiye'den de bir çok karikatürist buradaki etkinliklere katılıyor. Galiba şu günler bir ödül kazanan Muhittin Köroğlu arkadaşımız orada. Dönünce onun da izlenimlerini dinleriz.
Bayan Siika oradaki Türk karikatüristlerinin hem gönüllü tercümanlığını ve ev sahiplini seve seve yapıyor. Ustalarımız dahil onu tanımayanımız yok. Devamlı selamları, haberleri gelir gider.Türkiye'deki her türlü karikatür etkinliklerini de yakından izler. Türkçeyi de komşularından çocukken öğrenip, ilerletmiş. O bir iyi niyet elçisi.

Prof.Dr Sait Kapıcıoğlu'dan ikinci karikatür albümü.

Karikatürist arkadaşımız prof.Dr Sait Kapıcıoğlu ikinci karikatür albümünü yayınladı 200 sayfa 15/21,5 cm ölçülerinde Renkli kuşe kapaklı albüm Yalancılar, çıkarcılar-KUŞ GRİBİ isimli kitabın girişinde Ziya Ramoğlu hocamız anlatılıyor ve Kapıcıoğlu' nun bilimsel yazılarından bölümler de içeriyor.
Prof Dr. İzzettin Barış, Raşit Yakalı ve Canol Kocagöz' ün ön sözleriyle başlayan kitabı Karikatürcüler Derneği satış reyonundan temin edebilirsiniz.. Sanatçının geçen yıl " Afrika Sevdası" isimli bir kitabı daha yayınlanmıştı.

Ihlamur Kasrı'nda karikatür dersi...

Bu pazar Ihlamur Kasrındaki karikatür dersine gittiğimde minik öğrencilerden birini tarzan'lık yaparken buldum. Kartal'dan Beşiktaş'a karikatür dersi için annesiyle geliyorlarmış.
Bu hafta üç bülümlük ders yaptık. Birinci bölümde desen çalışmalarımız, ikinci bölümde yaratıcılık, üçüncü bölümde ise konulu bir çalışma yaptık.

Artık biribirimizi tanıyorduk. Sıkılmadan bir buçuk saat birlikte çalıştık.

Eski çalışmalarımızı da gözden geçirdik.


Dersimiz bittiğinde, evime giderken güzel şeyler gözüme çarptı. Ihlamur Kasrının bahçesi gelin damatlarla doluydu. Ne hoş bir manzara. Hemen karşışı Beşiktaş evlendirme dairesi ya. Bir pazar yolunuz oraya düssün. Çok beğeneceksiniz. Resimleri daha yakından ve hepsini çekmek isterdim ama ilk defa utandım. Ya izin vermezlerse diye düşündüm.
Bütün güzellikler sizinle olsun. Raşit Yakalı