Sene sonu olmasına rağmen öğrenciler çok zinde ve istekliydiler.
Onlar da, ben de, Erdoğan abimiz de müze yöneticisi olarak çok mutlu idi...
Dersimden sonra müzemizin diğer bölümlerini ve Birsen Abca'nın yönettiği baskı atölyemizi de gezdiler.
Eeeee sıra geldi verilen sözün tutulmasına. 1992 Senesinde Müzemizde ilk işe girdiğime Erdoğan abi bana yine bu lokantada yine kuru pilav ısmarlamıştı. Bu ikincisi oluyor. Erdoğan abi bu konuda çok titiz, oldukça koymuştur kendisine. Tam o sıra cep telefonum çaldı. Akdağ arıyor " Neredesiniz? Yemeğe çıkmışsınız ." Sonra bizi buldu ve Erdoğan abi ona da kuru, pilav, artı cacık ısmarladı." Abi artık bir hafta uykun kaçar" deyince güldü. "Adım pintiliğe çıkmış, bir gün İsmail Gülgeç bana "Ulen Erdoğan, iyi hoş adamsın da, Pinti bokun birisin," demişti hep aklıma geldikçe gülerim. Neyse diğer jüri üyeleri gelmeden ben hesabı ödeyip kaçayım, siz yemeğinizi bitirip gelin, dedi ve kaçarak müzeye döndü. Cafer Zorlu abimizin dediği gibi "Karikatür bahane, kuru fasulye şahane" diyelim. / Affet Erdoğan abi sende biliyorsun ben de senden aşağı kalmam. Hocam Semih Balcıoğlu bir gün bana. "...... Ulen ,bana papatya, kır çiçeği yollayacağına, parayı kıyıp çiçekçiden çiçek yollasaydın, cimriherif..." demişti... Artık sana kitaplarımıda bedava vermeyeceğim, biraz paranı kıymayı öğren de satın al, bu zevki tatmayı öğren" demişti.
Daha sonra jüri toplantımızı yaptık. inanın bu defa çok zorlandık. Çok güzel karikatürler geliyor ve seçim çok zorlu geçiyor. Kazanan ve kazanamayan tüm arkadaşlarımızı kutluyorum. Sonuçlar ve tafsilatlı bilgi: http://www.karikaturculerdernegi.org/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder