14 Kasım 2013 Perşembe


merhaba sevgili Raşit abim,
Bloğundaki Contemporary İstanbul Sergisi için sağolasın. Bu yazıyla bir kaç fotoğraf da benden, ekleyebilirsen sevinirim. Yazımdaki müdahale haberi, sanata duyarlı olanların olduğu gibi senin de canını sıkabilir lakin yaşanmış bir gerçek. Bildiğin üzere, ironik biçimde "Müdahale var mı?" adlı bölümde bir tabloya müdahale edilmiş ve bu müdahale bazı salonlarda protesto edilmişti. Sağolsun mevcut iktidarımızın bu eleştiri hakkını kullandıkları için karikatürcülere bol para ödülü(!) verdiğini de hepimiz biliyoruz... Bu sene içinde de, Homur Mizah Grubu'nun Trabzon'daki sergisine belediye ve Didim'deki Gezi Karikatürleri Sergisi'ne de Ak Parti Didim İlçe Teşkilatı'nın şikayeti üzerine müdahale olmuştu. Bu tür müdahalelere sıkça rastlar olduk nedense. Bir kişi ( o da, sanat üstadı, usta eleştirmen vs. gibi bişiydir zaten :) şikayet etti mi iş bitiyor! Nietzsche beni affetsin ama "Böyle buyurdu -bizim- Zerdüşt": Şikayet et! (İtaat et anlamına da gelir!) Neyse, "ucube heykel" kabahat, Gezi'de sanatçıların olması kabahat, sergi kabahat, eleştiri kabahat, karikatür hepten kabahat... O kabahat, bu kabahat olunca 'sanatımız tükürük içinde' kaldı!
Ee, Nazım ustanın; 
"...ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
-demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!"
dediği gibi, kabahatin çoğu bizdeymiş hakkaten de..!

saygı, sevgi, selamlarımı iletiyorum.
kardeşin Vahit 

Hiç yorum yok: