17 Ağustos 2010 Salı

ZENGİN AİLE.

Birkaç gündür plajda bir aile dikkatimi çekiyor, iki hanım ve birkaç çocuk. Hele biri var çok şirin, 3 yaşlarında sarısın bir erkek. çok sevimli. Zaman zaman yanımdan geçiyor ben de onunla şakalaşıyorum. Kolunda hafif bir sıyrık var ona gülücük verenlere gösteriyor. 12-13 yaşlarında iki esmer güzeli kız, biri beşe, diğeri altıya gidiyormuş. Çok kibarlar, küçük kardeşlerinin üzerine titriyorlar.
Ramazan geldiğinden beri plaj biraz tenhalaştı, ben ve torunum o sevimli çoçuklarla şakalaştık. Bir ara annesi " Bak kafeden öğretmenin bakıyor, el salla." diyor üç yaşındaki çocuk öğretmenine el sallıyor. " Allah allah, ne zengin bir aile bunlar böyle 3 yaşındaki çocuğun ne öğretmeni olabilir ki?. Belki yabancı dil hocasıdır." Burada öyle çok dadılı aile var ki.. Eşim öğle yemeğini büfede yiyelim demişti, acıkınca büfeye ailemin yanına çıktım. O zengin aile de oradaydı. Damadın ve kızım yemekleri söylemişlerdi. Eşim beni onlarla tanıştırdı...Ellerini sıktıkça şaşkınlığım arttı. Fena halde yanılmışım. O iki hanım Çocuk Esirgeme Kurumu görevlileriymiş v e o çocuklar da öğrencileriymiş. Samsun' lu bir aile iki ay tatil yaptıktan sonra yazlıklarını Çocuk Esirgeme Kurumuna buz dolapları tıkabasa dolu olarak veriyorlarmış birkaç yıldır. İste o evde Ankara'dan gelen iki öğretmen ve altı öğrencileri misafir kalıyorlarmış, bir aylığına. /Beş kız bir erkek/" Ben kendimi insan sarrafı sanırdım, mesleğim icabı, Çok yanılmışım, sizi çok zengin bir aile sanmıştım, Siz i kutluyorum, siz tam bir zengin aile olmuşsunuz,/ Gerçi sarışın çocuğun esmer ablaları beni biraz düşündürmüştü ama./ Öğretmen hanım sevgiyle sırtımı sıvazladı" Bizi çok mutlu ettiniz şu an " dedi/ Emriye'm bu dostlarımız da yemeğe misafirimiz olsun, dedim. " Eşim Tabi ki biz o işi yaptık bile. Yalnız bu beşinci sınıfa giden kızımız merak edip bugün oruç tutmuş onun hakkını eline verdim, zaten onların Kurumdan günde beş tl harcırahları varmış, isteyen kendi parasını kendi harcıyormuş." dedi.Güzel yurdumda meğer ne güzellikler yaşanıyormuş. Allah bu kurumlarımızın ve gizli hayırseverlerimizin yokluğunu göstermesin. Bu öğrenciler normal okullara gidiyorlar ve grup resimleri çekilirken yüzlerini kapatıyorlarmış,Sıra arkadaşları bilmesin, tanımasın, diye.Öğretmen hanımın o bebeğe bir yemek yedirişi vardı ki, bunu bir mürebbiye, bir görevli yapamazdı, bu sadece bir anne işiydi.O hanım bana anlattı" Ankara'da bir evladım daha var, iki ayağı yok.. O bu sene boğazı yüzerek geçti,grurumu bilemezsiniz" Dedi.Ben bu yazıyı sizlerle paylaşmak zorundaydım. Hoşgörünüze sığınıyorum.

Raşit Yakalı

Hiç yorum yok: