10 Mayıs 2011 Salı

TEŞEKKÜRLER ERHAN TIĞLI HOCAM...

DEDİM DEDİ
    Dedim: Merhaba, günaydın!
    Dedi: Hello, hay!
    Dedim: Vay! Yabancı dilin yıldızlı on, pek iyi!
    Dedi: Nereden anladın?
    Dedim: Selamına bile girmiş baksana.
    Dedi: Herıld yani!
    Dedim: Hava bugün çok güzel. Yaşasın!
    Dedi: Çok sevindim buna. Oley!
    Dedim: Sen böyle mi sevinmeye başladın?
    Dedi: Dersime çok çalıştım. Böyle laflara alıştım.
    Dedim: Aferin! Bugün ne yapacaksın?
    Dedi: Biraz dolaşıp stres atacağım.
    Dedim. Sakın yere atma o dediğin şeyi, çevreyi kirletirsin. Zaten
dilimizi kirletiyorsun. Gençlere kötü örnek oluyorsun.
    Dedi: Vallahi temizim. Bugün duş aldım.
    Dedim: Biraz da bilinç alsaydın bari.
    Dedi: Almak deyince aklıma geldi. Bir plazaya gideceğim. Fiyatlarda
damping yapmışlar, süper indirimler var. Bu avantajı kaçırmak
istemiyorum. Kendime birkaç tişört, blucin alacağım.
    Dedim: Saçlarına ne oldu böyle?
    Dedi: Kuaförümle vizyon değişikliği yaptık. Demin söylemeyi unuttum.
Önce bir patiseriye gideceğim. Brunç edeceğim. Peynir, zeytin,
margarin, reçel, yumurta, börek yiyeceğim. Yanında da limitsiz çay
içeceğim.
    Dedim: Simitsiz çayı ben de sevmem.
    Dedi: Simiti de nereden çıkardın? Limitsiz dedim ben.
    Dedim: Bu dil yozlaşmasından kurtulmak için cankurtaran simidi gerekiyor.
    Dedi: Ben maçları çok severim. Yakında start veriliyor. Fikstüre
bakacağım. Bizim takım deplasmana gidiyor. Skor ne olursa olsun
üzülmeyeceğim. Nasıl olsa rakip takımla aramızda dokuz puan var.
    Dedim: Tazesi varken ne yapacaksın bayatı?
    Dedi: Onu da nereden çıkardın?
    Dedim: Demin maçlara kart veriliyor dedin ya.
    Dedi: Kart değil start dedim. Senin böyle şeylerden haberin yok.
    Dedim: İyi ki yok. Zıvanadan çıkardım sonra.
    Dedi: Ben de yanında biraz daha durursam depresyona gireceğim.
Mantalitemi, motivasyonumu bozuyorsun. Performansım düşüyor.
    Dedim: Sadece performansın düşse iyi ya. Daha nelerin düşüyor da
görmüyorsun, anlamıyorsun. Senin bozduklarının yanında benimkiler
devede kulak kalıyor. Neyse, konuyu değiştirelim biraz. Boynundaki
kolye gerçek mi?
    Dedi: Hayır. İmitasyon.
    Dedim: Aynen senin gibi.
    Dedi: Ajitasyon yapma.
    Dedim: Sen de fabrikasyon konuşmalar yapma.
    Dedi: Ben gidiyorum. Yanında biraz daha durursam karizmam çizilecek.
Başka söyleyeceğin bir şey yoktur herhalde. Okey mi?
    Dedim: Okey değil, dama, tavla!
    Dedi: Hadi bay!
    Dedim: Hay şaşkın hay!
              Erhan Tığlı

Hiç yorum yok: