33 öğrencinin tamamı çalışmaya zevkle katıldı.
Bazen kendileri de çizdikleri hareketi taklit ediyorlarlar hatta eğileceğim derken yere bile düşüp kahkaha atıyorlardı. En çok ta sırt üstü çizmek hoşlarına gitti. Tabi bu arada sınıfta gürültü de oluyor, sınıf öğretmenleri " Ayy, hep bu derse mi kendinizi saklıyorsunuz susun biraz " bile diyorlar.
Arttık neredeyse hepsi kolları omuzlardan çıkarmayı öğrendi. Bu benim için çok önemli bir olay. Büyükler bile bu hatayı sıkça yapıyorlar. Bakın bu resimde hiç hata yok. Yakında daha esnek çizebilecek.
Vücut hareketleri karikatürde çok önemli. Bunu kavrayamamış bir çizerin çizgileri katı olur.
Desenlerini eğip bükemez. "Ağaç yaş iken eğilir "sözü sanki bunun için söylenmiş. Desenlerimiz biblo gibi sevimli ve hareketli olmalı. Sağdan, soldan, yukarıdan, aşağıdan desenlerimize hakim olabilmeli, hamur gibi onları yoğurabilmeliyiz. Bunun için de...
... bu minik ellerin yaptığı gibi küçük yaşta oyun oynar gibi çalışmaya başlayıp devamlı kendimizi yenilemeliyiz.
Görüyorsunuz, artık koyu morluklardan, karalamalardan kurtulmuş ve olayı kavramış bir minik.
"Tamam da parmakları da koymayı unutma, sen bir ustasın artık " dedim ve koyuverdi ustalıkla, hem de beşer adet. Artık o bundan sonra hep herşeyi yerli yerinde çizecektir.
" Bu bir uğur böceği." dedi bana."harika olmuş, bizlere de uğur getirsin uğur böceği." dedim.
Ben ilk karikatürümü 16-17 yaşlarında çizmiştim ve bir adamın belini böyle bükememiştim. O zamanlar " Kır belini Ali dayı, kır belini vaaaay." türküsü vardı, ben bir türlü kıramıyordum belini.
Ooooo bu minik hemen elbiseleri giydirmiş bile.
Bakın hepsi nasıl kendini derse kaptırmış. Burası ana sınıfı.
İkinci bölüme anneler günü için bir faaliyatimiz vardı. Anne siluetini evde hazırlamıştım. Dekupe kestiler, renkli fon kağıtlarına yapıştırdılar, küpeler ve kolyeler takıldı.
Bu arada "Beniiim annem, güzel annem, beni al kollarına" şarkısı beraber söyledik, duygulandık.
Şu yanaklara bakın. İki yanağı da GS çıkartmalı.Yukarıda çizdiği vuculara bakın onlarda GS amblemli ve sarı kırmızı boyalı. Bu minik Evde de böyleymiş. "Bu ne?"dedim "En büyük cimbom" dedi, güldü.
Şimdi mola zamanı. Sponsorumuz eşim Emriye her hafta onlara çukulata yolluyor.Çam sakızı misali. O da onları çok seviyor. Akşam eve gittiğimde "Bu gün neyaptınız, sürpirizimi sevdiler mi?" diye hep soruyor. Bu resimlere bakıyor. Zaten yanımda İbiş ve sürpriz yoksa beni sınıfa almıyorlar ki.
Yalnız bir öğrencimizin şekeri var ona ayrı bir sürpriz oluyor, o canım çukulata yemiyor.
İşte böyle yatanlar, kalkanlar, koşanlar bir dersimizin sonuna yaklaşıyoruz.
Onlar karikatür dersini çk seviyorlar. önceki dersimizde fasulyeden adamlar çizmiştik, bu hafta elipsten.
Aman dikkat eller karından çıkmasın.
Sol alttaki böcek tabi ki.
Bu da güzel olmuş. Ellerine sağlık.
Bunlarda güzel. Ne güzel, ne güzel..
Bütün sınıf yumurtaları kırıp içine içine toprak koyup çimen ekip sulayıp pencere kenerına koymuşlar. Saçları çıkacakmış. Bende böyle tohum ekip, sulasam kafamda saç çıkar mı? diye sordum. Hepsi gümekten tekrar yerlere yattılar. Neler dediler, neler.
"Yeşil çimem çıkar kafanızda"... " Komik olursunuz"..." Size yakışmaz.." .." Hahh haaa haaaa."" hiç olur mu?.."" Yapın yapın öğretmenim iyi olur kihh kih kiiiiihh"
Sonra birden ders bitti. Hepsi ellerini yıkamaya koştular. Sıra olup el ele tutuşup yemeğe gittiler. Bu yaptıkları herşeyi akşama annelerine hediye götürecekler. Kermesten de annelerine hediyeler almışlar. Sınıfta yalnız kaldım işte yine. Bu fotoğrafı çektim biraz oturdum. Çocukluğumu düşündüm. Dün ben de izmir'deki anneme eşimle bir minik paketle çiçekli bir elbise alıp yollamıştım. Yarın alır. Torunum Doruk ta annesine ve anne annesine kermesten minik hediyeler aldı, üzelerine " seni çok sevdiğim için" yazmış. Bir karikatür dersim daha burada bitti. Maksat muhabbet olsun. HEPİNİZİ ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
Okulum bir yarışma düzenlemiş. Konu "İngilizce iköğretim proje yarışması. "Tören yapıldı. Okul Genel Müdürüm Orhan Yorgancı ödüllerden birini de bana verdirtti. Lisan bilmeyen biri olarak çok duygulandım daha doğrusu utandım. Bir karikatürist olarak bir de iyi bir lisan bilseydim. Uluslararası yarışmalarda jüri uyelikleri yaptım ama oralarda hep fransız kaldım. keşke kalmasaydım. Derdini anlatamıyorsun, yayınları izleyemiyorsun, onlarla yazışamıyorsun ve hep eksiklik hissediyorsun. O zaman nasıl gelişeceksiniz. İyi bir çizer olmak istiyorsanız eğer, önce iyi bir lisan öğrenin, yarım insan olmayın diyorum, benim gibi. Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder