Karikatür ve Mizah Müzemizde buluşup 3 arabayla gittiğimiz anma toplantısında Mıstık abimizin Sevgili eşi Lütfiye Eremektar hanımefendi, OğluUygar, Orhan Doğu, Güngör Kabakçıoğlu, Erdoğan Bozok, Yurdagün Göker, Erdoğan Başol, Kamil Yavuz, Nuri Bilgin, Muhsin Kut, Raşit Yakalı hazır bulundular.
Bol bol Mıstık abi anısı anlatıldı...
Dualar edildi....Mıstık abinin çok sevdiği, Orhan Doğu abinin ve Lütfiye hanımın getirdiği çiçekler bırakıldı..
Güngör abimizin anlattığı anılar Dr.Lütfiye yengemizi bile güldürdü. Seneye tekrar burada buluşma sözü verip dağıldık. Zaman nasıl geçiyor.
Mıstık abimiz çocukları, çiçekleri çok severdi. Ben bir öneri getirdim. "Hadi Mıstık için "Miniaturk" e gidip onun için gezelim, baharı karşılayalım, daha sonra da, Mıstık abi gençliğinde Karaköy'de bir işkembecide çalışmış, bizde Dolapdere deki "APİK" işkembecisine gidip anısına çorba içelim." dedim. Aynı zamanda Kültür A.Ş de çalışan Şükran hanıma ....
Güngör abimizin 23 Nisan sergisinin afiş resmini bırakırız diye düşündüm. Bu görev bana verilmişti, Güngör bey, Erdoğan Bozok abimiz, Akdağ Saydut ve ben bir araba gittik. Diğer arkadaşların zamanları yokmuş, gelemediler.
ANADOLU'NUN TÜM ZAMAN VE MEKANLARI AYNI ANDA, BİRARADA,BURADA...
Bahar gelmiş. Çocuklar gibi uzun süre gezdik, hep " MISTIK"ı andık. Okullardan gelen öğrenciler cıvıl cıvıl, renk renk...Hepsi kurallara uyuyorlar,öğretmenleri başlarında ama bizim çocuğumuz Güngör Kabakçıoğlu abi hiç kurallara uymadı, yasak yerlere girdi, çimenlere bastı, Galata kulesine sarılıp resim çektirdi, görevlilere düdük çaldırttı, hatta iki kere de sözlü uyarı aldı onlardan. "Koskoca adamsın, pardon çocuksun..."dediler. O hiç duymuyor, oralı olmuyor," Hadi trene binelim, ne iyi ettik de geldik buraya, oh beeeee " diyor Ama ben eminim "Mıstık" abimizde yanımızda olsaydı garanti o daha fazlasını yapardı. O da kocaman bir çocuktu.. iki çocuk yanyana olunca da(!)...
TARİH,SANAT, KÜLTÜR VE EĞLENCE BİR ARADA...
Laleler çok güzel, menekşeler harika, sümbüller, papatyalar...Benim de canım bu günlerde çiçek resmi çekmek istiyordu...İstanbul çok güzel. "Bahar geldi beyim evde durulmaz" dedirtiyor insana.. Zaten burası da Kağıthane değil mi.. Zamanı yaşadık, güzellikleri içimize sindirdik, tabi ki Mıstık abimizin sayesinde...Burada değişik kalınlıklarda oluklardan sular akıtılırmış eskiden, o farklı kalınlıktaki sular harika müzik nağmeleri çıkarırmış. Gügör abi anlatıverdi ayak üstü... Zatan yedek subaylıgında buradaki tarihi bir binada yapmış,"Şu duvardan atlar, şu parkta eğlenirdik, hey gidi günler hey", dedi durdu.
İste meşhur işkembeci "Apik" in yeri. Tuzlamalar harika, tabi devamı da geldi bilirsiniz.. Mıstık abimiz gençliğinde Karaköy'deki bir işkembeci'de uzun süre işkembe kazanlarını yıkamış. Hatta Akbaba ya ilk karikatürlerini oraya önlüğünü asıp, götürüp gelirmiş. Duvarlarda güzel sözler, resimler. En çok da başbakanımız sayın Tayyip Erdoğan ve eşinin resimleri..."Ben garsona hesabı getirir misiniz?.. Bir de bulaşıkhane ne tarafta dedim. Bir daha Mıstık abi için gülüştük.
Raşit Yakalı"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder