3 Kasım 2007 Cumartesi

Firuz Kutal arkadaşımızdan mail var

Sevgili Rasit Yakali,
Ne iyi ediyorsunuz da bizimle paylasiyorsunuz sayfalarinizdakiler i. Olum kalanlarda derin travmalar olusturuyor her keresinde. Hatirliyoruz, korkuyoruz, kiziyoruz, eksikliklerimizi hissediyoruz, bir seyler yapma telasimiz yine cikiyor ortaya; sevdiklerimizi kaybetmemiz icimize oyle oturuyor ki aslinda. Sizlerin olusturdugu toplumsal birliktelik, bir meslektese duyulan saygi, uzaktaki bizlerin bilincine de hitap ediyor. Ben de Metin Demirhan'i az bucuk bilenlerdendim. Kaygilari olan yaratici bir kisilik daha aslinda cok sessiz sedasiz ayrildi.
Yasarken birbirimize gosteremediklerimiz i olunce soyluyoruz, bir bakima dogal bu. olen oluyor, kalana gerek toplumsallik. buna ihtiyacimiz var.
Iki kanser hastasi hastanede dertlerini paylasiyorlar. Birisi, doktorunun eline gelen hastalarin %70'inin oldugunu soyledigini soylerken, otekisi benim doktor da her 10 hastadan 3'unun yasadigini soyluyor diye yanitliyor. Hayat herkes icin bu ikili birbirine zit bakis anlayisina dayali gecip gidiyor. O kadar sacmalik, o kadar surunme, kavga, yaris hice saymalar icinde, o kadar bugunlerin populer milliyetcilik sularinda yuzme dayatmalari icinde kostururken icimizde kalan tortular kasim ayinin huzunle renklerine benzemekte; oraya buraya dagilinsa da bir renk cumbusuyuz. Eskiler neyse yeniler de oyle.
Cok param olsa karikaturcu arkadaslar icin bir bando kurmak isterdim.Aynen buradaki grup gibi: ''Karikaturculer Bandosu'' ya da ''Nasreddin Hoca Torunlari Bandosu.,'' derim. Bu bandoyu her giden icin toplardim. Bence en heyecanli meyhane havalari filan calmalilar, bizler kadeh kaldirmaliyiz mezarlarda, boyle bir kulturumuz de olmali. karikaturcu de insandir, ille de toplumsal hicivlilik gorevi yapan bir devlet memuru zihniyetinde olamayiz. Hani sizin Semih balcioglu ile bir masada resminiz var ya, ikiniz de cakir keyifsiniz gibi gorunuyor, oyle yanlarini hatirlamalari haytlarin, tipki onun gibi, orada butun sorunlara, dertlere ragmen, yasami birakiyorsunuz tortu olarak kalanlara. Gol atip da yuzu gulmeyen futbolcu yetistiriyor bizim birlik ve beraberliklerimiz. Oysa insan cocuklar gibi sacmaliklar da yapmali eglendiginde de, uzuldugunde de. Keske mezarliklarda ziplasak da olenler oldukleri ile kalmasa. Ve bu da dindar meslektaslarimizi alindirmasa.
Olup olup gidiyoruz ve her olenin ortada cizdigimiz portreler ve iki kelime iyi kotu hatirlayanlarimiz kaliyor. Aramizdan ayrilan kisi ne kadar biliyordu ona uzanan ellerin oldugunu bilemem, ama kalanlar acisindan uzatilan her el icimizde bir deger olusturuyor. Ancak bunu daha da siyasete tasimanin yollarini da bulmaliyiz. Oldugumuzde yalnizsak kim kefen parasini verecek, komsularla bizi bilenlerin topladiklariyla kac kefen alinir, bunu yapmak demokratik bir toplum yapisi idealinde dogru mudur? emekli oldugumuzda ya da ellerimiz kalem tutmadiginda kimden emeklilik hakk ve bu yasama kattigimiz olumlu degerler hakki talep edecegiz? Var mi boyle degerleri taktir edecek sistem?
Kasim huzunu olumlerde en cok kendini hissettiriyor. Bu yuzden konusup durdum. Umarim kimsenin icini karartmamisimdir. Aslinda basimiz sagolsun, gule gule nereye gidiyorsan diyecektim bir cizer arkadasa daha...
Sevgilerimle
Firuz Kutal

Hiç yorum yok: